10 Haziran 2013 Pazartesi

Devrim Loading... Sen de gel... (Mevlana)


Kaç gündür olaylar yüzünden uyku düzeni alt-üst olup geceleri geç vakitlere kadar neler oldu, olacak diye merak etmekten, gec te olsa vakitlice uyuyamadığım için sabah erken kalkıp bir türlü taksime gidememiştim. Cumartesiyi pazara bağlayan gece nihayet karar vererek sabahladım ve uyumadan saat 8.00 gibi evden çıktım. 

Pazar sabah o saatte hiç otobuse binmediğim için yolların durumu tabii beni çok şaşırttı. Aksaraya sanki uçarak gitmiştik. Hoş trafik olmadığı içindi ama hem şaşırmama, hem de sevinmeme yetti. Aksaray'dan da minubusle Taksim'e geçtim. Yolda Istiklal'e geçebileceğim bir yerde indim zira caddenin duvarlarına yazılan yazıları çok merak ediyordum. Gerçi etmez olaydım dedim sonrasında ama işte fotoğrafçılık böyle birşey. Herşeyi çekmelisiniz. 



Tarlabaşı Bulvarı'ndaki hangi sokaktan İstiklal'e yöneldiğimi bilmiyorum ama biraz yukarı çıkınca duvarlardaki yazılar başladı belirmeye. Böyle durumlarda herşeyin yazılması muhtemeldir tabii. İster ciddi, ister espirili yazılar görülür sağda solda. 

Eyleme yönelik yazılar, hükümetin istifasına yönelik yazılar.. Bazen de saçma sapan yazılar. Onları birer birer hem makinemle, hem de telefondan çekerek #instagram 'a eklemeye başladım. 

Özgürlük değil mi? Sigara da özgür olsun ne olacak. Anadolu çocuğu sıkıntıya gelemez!!  Bu arada sokaktan geçen büyük bir minübus nedenini anlamadığım bir şekilde bir su birikintisinin üzerinden çok hızlı geçerek üstümü başımı su yaptı, ben yola devam ettim ama özellikle mi yaptı acaba diye de düşünmeden edemedim. Böyle bir zamanda insanın aklına her şey geliyor. 

Sabah 9 yine de erken bir saatti, fotoğraf çekerken insanlar bana, ben de onlara bakıyordum. Sanırım garipsediler. Duvardaki yazıları çekmenin manası nedir ki? Adamlar yazmış işte. 

Amaç yazmak olsun. Direniş var! Taleplerimiz olsun, yerine gelsin mantığıyla ne istersen yazabilirsin duvarlara. Direnişçinin  düşüncelerini dilediği gibi yazdığı kağıdıdır şehrin duvarları.. 

Nihayet İstiklal Caddesi'ne çıktığımda duvarlar ve dükkanların kepenklerinin tamamen yazı ile dolu olduğunu gördüm. Bunlar nasıl temizlenir. Resmen yazılmış, çizilmiş, boyanmış ve hatta kaşeler basılmış duvarlara, her yere...

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen bazı Taksim sakinleri uyku mahmurluğu ile duvar kepenklerdeki yazıları okuyor, bazı insanlar da hızla önlerinden geçerek gidecekleri yerlere gidiyorlardı. Gece evlerine gitmiş göstericiler de sabah Gezi parkına doğru giderken hem duvarlardan hem de gece yaşanan olaylardan bahsederek espiriler yapıyorlardı. 

Ortalık rengarenk olmuştu ama Gezi'deki ''Çiçek Çocuklar'' imajı geldi aklıma.  Yasaklara karşı kendiliğinden, hiç hir şekilde bir organizasyon olmadan  kopup gelen Bir çiçek çocuk bunları yapabilir mi? Hala düşünüyorum!!!

Ayşegül Ayanoğlu

@thelondonergirl

İŞTE FOTOĞRAFLAR 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder